Salcali Ekmek
Deve boynuna benzeyen tokmaklarin biri inip biri kalkiyordu Kokos`un degirmeninde. O gunlerde Kokar bayirina canak comlek tasiyan kervan develerini salmislardi. Kervan yilda birkac kez gelir ve koy cesmesinin yakinindaki cinar agaclarinin golgesine sergi acardi. Bu sergide toprak isciligine dayali kap-kacak bulunurdu.
Bir yandan hayranlikla develerin ot yerken baslarini indirip kaldirislarini izliyor, diger yandan Ingiliz Ismail`in ya da babasi Ali`nin icadi deve boynuna benzeyen aba tokmaklarinin cikardigi sesi dinleyip cocuk halimle korkuyordum. O gune kadar boyle bir makine gormemistik. Sadece Ingilizin ve Kokos`un degirmeni tokmakli degirmenlerdi. Kokos`un degirmenini Hasim Ismail isletiyordu.
7-8 yaslarinda ilkokula henuz yeni baslamistim. Diger iki arkadasla geze toza gitmistik Kokos`un degirmenine. Tepeden vadiye inerken ormanda hem islandik hem de usuduk. Aclik da cabasi. Caydaki coskun su ortaligi goturuyordu. Biz suyu evde masrapada su bakirinda goruyorduk. Caglayani gorunce hayretlerle bir sure dereyi izledik. Iki yerli kaya arasindaki agactan yapilmis kopruden gectik. Yagmur sonrasi degirmende isi bucaginin basina oturmus dede ile nineyi gorduk. Dede tutun sariyor, nine de kakale dedigimiz toprak tencerede salcali bulguru karistiriyordu. Disarida gurul gurul akan cayin sesi, iceride aba doven tokmaklarin gumgumlerine karisiyordu. Degirmen donmuyor ama tokmaklar calisiyordu. Dede tutunu yakti. Duman etti her yeri. Nine yanmaktan kisalmis cirpilari biraz daha surdu atesin icine ve kakalenin kapagini acti. "Pismis gelba bu, kizanna da acikmistir. Yiyelim mi be" dedi. Yemek kabi sininin ustune kondu, kapak acildi. Biz sinide degil kenardayiz, burnumuzu cekiyoruz. Kapak acilinca salcali bulgur gorundu. Aman Allahim! Bu kadar guzel kokan yemek olur mu? Ismail amca tutunu bir daha nefesledi ve atese atti. Kirmizi zikzakli torbadan somunu cikarip sininin ustune koydu. Geldigimiz onca yoldan sonra ust bas islak, ayaklar buz kesmis, karin ac. Hal boyle olunca isi bucagi bizim icin adeta firtinada siginilan bir liman oldu. Degirmen degil ama keske bu sicacik isi bucagi benim olsaydi diye dusundum. Yenge ekmegi dilimledi ve bir tanesini eline aldi. Diger elindeki agac kasikla yemekten bir kasik bulgur alip dilimin uzerine oteberi yaydi. Tekrar salcali kirmizi suyundan alip yayilmis bulgurun uzerine soyle bir gezdirdi.
Bunun gibi uc dilim yapti. Diger iki arkadasin teyzesi oluyordu nine. Ya ben? Sirf macera hevesinden onlarin pesine takilan bir kuyruk. Her ne kadar sokak komsusu olsak da yasim onlardan kucuktu. "Be kizanim sen nasi gedin bura, appan areyceka seni" dedi. "Bak cok usumusun asta olcasin. Ninen yok, buban yok. Al kizanim, sen de yi, yide isin" diye ekledi. Bir dilim bulgurlu salcali ekmek elime dokununca agzimla burnumun yerini karistirdim. Isi bucagina duydugum sevginin yerini bir dilim salcali ekmekten sonra bu guzel insanlar aldi.
Velhasilikelam, Kokos`un degirmeni benim icin bir dilim salcali ekmektir. Birgun yaslanmis haliyle onunla karsilastik. Cok ciddi gorunurdu, gulerken hic gormemistim. Cocuk gozuyle olayi anlatinca "ic bilmerim" dedi ama gulumsedi. Hasim Ismail herkes icin aba demektir, un demektir ama benim icin undan abadan ote bir dilim salcali ekmektir. Bugun Kokos`un degirmenini her gordugumde meger dunya ne kadar faniymis. Ister cayirda yasa, ister bayirda. Guzel olan ne emek ne yemekmis. Asil olan; vermek, bir gonule girmekmis. Mekanlari cennet olsun.
Deve boynuna benzeyen tokmaklarin biri inip biri kalkiyordu Kokos`un degirmeninde. O gunlerde Kokar bayirina canak comlek tasiyan kervan develerini salmislardi. Kervan yilda birkac kez gelir ve koy cesmesinin yakinindaki cinar agaclarinin golgesine sergi acardi. Bu sergide toprak isciligine dayali kap-kacak bulunurdu.
Bir yandan hayranlikla develerin ot yerken baslarini indirip kaldirislarini izliyor, diger yandan Ingiliz Ismail`in ya da babasi Ali`nin icadi deve boynuna benzeyen aba tokmaklarinin cikardigi sesi dinleyip cocuk halimle korkuyordum. O gune kadar boyle bir makine gormemistik. Sadece Ingilizin ve Kokos`un degirmeni tokmakli degirmenlerdi. Kokos`un degirmenini Hasim Ismail isletiyordu.
7-8 yaslarinda ilkokula henuz yeni baslamistim. Diger iki arkadasla geze toza gitmistik Kokos`un degirmenine. Tepeden vadiye inerken ormanda hem islandik hem de usuduk. Aclik da cabasi. Caydaki coskun su ortaligi goturuyordu. Biz suyu evde masrapada su bakirinda goruyorduk. Caglayani gorunce hayretlerle bir sure dereyi izledik. Iki yerli kaya arasindaki agactan yapilmis kopruden gectik. Yagmur sonrasi degirmende isi bucaginin basina oturmus dede ile nineyi gorduk. Dede tutun sariyor, nine de kakale dedigimiz toprak tencerede salcali bulguru karistiriyordu. Disarida gurul gurul akan cayin sesi, iceride aba doven tokmaklarin gumgumlerine karisiyordu. Degirmen donmuyor ama tokmaklar calisiyordu. Dede tutunu yakti. Duman etti her yeri. Nine yanmaktan kisalmis cirpilari biraz daha surdu atesin icine ve kakalenin kapagini acti. "Pismis gelba bu, kizanna da acikmistir. Yiyelim mi be" dedi. Yemek kabi sininin ustune kondu, kapak acildi. Biz sinide degil kenardayiz, burnumuzu cekiyoruz. Kapak acilinca salcali bulgur gorundu. Aman Allahim! Bu kadar guzel kokan yemek olur mu? Ismail amca tutunu bir daha nefesledi ve atese atti. Kirmizi zikzakli torbadan somunu cikarip sininin ustune koydu. Geldigimiz onca yoldan sonra ust bas islak, ayaklar buz kesmis, karin ac. Hal boyle olunca isi bucagi bizim icin adeta firtinada siginilan bir liman oldu. Degirmen degil ama keske bu sicacik isi bucagi benim olsaydi diye dusundum. Yenge ekmegi dilimledi ve bir tanesini eline aldi. Diger elindeki agac kasikla yemekten bir kasik bulgur alip dilimin uzerine oteberi yaydi. Tekrar salcali kirmizi suyundan alip yayilmis bulgurun uzerine soyle bir gezdirdi.
Bunun gibi uc dilim yapti. Diger iki arkadasin teyzesi oluyordu nine. Ya ben? Sirf macera hevesinden onlarin pesine takilan bir kuyruk. Her ne kadar sokak komsusu olsak da yasim onlardan kucuktu. "Be kizanim sen nasi gedin bura, appan areyceka seni" dedi. "Bak cok usumusun asta olcasin. Ninen yok, buban yok. Al kizanim, sen de yi, yide isin" diye ekledi. Bir dilim bulgurlu salcali ekmek elime dokununca agzimla burnumun yerini karistirdim. Isi bucagina duydugum sevginin yerini bir dilim salcali ekmekten sonra bu guzel insanlar aldi.
Velhasilikelam, Kokos`un degirmeni benim icin bir dilim salcali ekmektir. Birgun yaslanmis haliyle onunla karsilastik. Cok ciddi gorunurdu, gulerken hic gormemistim. Cocuk gozuyle olayi anlatinca "ic bilmerim" dedi ama gulumsedi. Hasim Ismail herkes icin aba demektir, un demektir ama benim icin undan abadan ote bir dilim salcali ekmektir. Bugun Kokos`un degirmenini her gordugumde meger dunya ne kadar faniymis. Ister cayirda yasa, ister bayirda. Guzel olan ne emek ne yemekmis. Asil olan; vermek, bir gonule girmekmis. Mekanlari cennet olsun.